Covid-19 ve Polisin Maske Cezası Hukuka Uygun Mudur?

 

Dünya genelinde bütün ülkeleri ilgilendiren ve 1 yılı aşkın süredir her ülkenin gündeminde olan COVİD 19 pandemisi başta insan sağlığı olmak üzere bir çok konuda tartışmalara sebebiyet vermiştir. Ülkemizde pandemi sebebiyle sosyal hayatı kısıtlayıcı bir dizi kural getirilerek pandemi kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu durumlarda alınacak tedbirlerin ve bu tedbirler mahiyetinde uygulanacak olan cezai yaptırımların nasıl olacağı hususu için öncelikle 1593 Sayılı İl Umumi Hıfzıssıhha Kanununa bakılması gerekmektedir.Ancak ilgili mevzuatın 57. maddesinde ilgili salgın hastalıklar sınırlı sayıda (numerus clausus) sayılmıştır.

Madde 57–Kolera, veba (Bübon veya zatürree şekli), lekeli humma, karahumma (hummayi tiroidi) daimi surette basil çıkaran mikrop hamilleri dahi – paratifoit humması veya her nevi gıda maddeleri tesemmümatı, çiçek, difteri (Kuşpalazı) – bütün tevkiatı dahi sari beyin humması (İltihabı sahayai dimağii şevkii müstevli), uyku hastalığı (İltihabı dimağii sari), dizanteri (Basilli ve amipli), lohusa humması (Hummai nifası) ruam, kızıl, şarbon, felci tıfli (İltihabı nuhai kuddamii sincabii haddı tifli), kızamık, cüzam (Miskin), hummai racia ve malta humması hastalıklarından biri zuhur eder veya bunların birinden şüphe edilir veyahut bu hastalıklardan vefiyat vuku bulur veya mevtin bu hastalıklardan biri sebebiyle husule geldiğinden şüphe olunursa aşağıdaki maddelerde zikredilen kimseler vak’ayı haber vermeğe mecburdurlar. Kudurmuş veya kuduz şüpheli bir hayvan tarafından ısırılmaları, kuduza müptela hastaların veya kuduzdan ölenlerin ihbarı da mecburidir. 

Buna karşılık aynı kanunun 64. maddesinde 57. maddede sayılan hastalıklar harici başka bir hastalık ortaya çıktığında o hastalığın da salgın hastalık sayılacağı ve bu hastalıkla ilgili kanunda açıkça yazılan tedbirlerin alınacağı belirtilmiştir.

Madde 64–57 nci maddede zikredilenlerden başka her hangi bir hastalık istilai şekil aldığı veya böyle bir tehlike baş gösterdiği takdirde o hastalığın veya her hangi bir hastalık şeklinin memleketin her tarafında veya bir kısmında ihbarı mecburi olduğunu neşrü ilâna ve o hastalığa karşı bu kanunda mezkür tedabirin kaffesini veya bir kısmını tatbika Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti salahiyettardır. 

Ancak tedbirler mevzuatın 72. maddesinde sayılsa dahi maske takma zorunluluğu bu sayılan tedbirlerin arasında yer almamaktadır. Bunun yanı sıra kanunun 27. maddesinde il umumi hıfzıssıhha meclislerinin il genelinde halk sağlığını tehdit eden hususların giderilmesi bakımından salgınla mücadelede uyulması gereken tedbirleri almaya yetkili olduğu belirtilmiştir.

Madde 27–Umumi hıfzıssıhha meclisleri mahallin sıhhi ahvalini daima nazarı dikkat önünde bulundurarak şehir ve kasaba ve köyler sıhhi vaziyetinin ıslahına ve mevcut mahzurların izalesine yarayan tedbirleri alırlar. Sari ve salgın hastalıklar hakkında istihbaratı tanzim, sari ve içtimai hastalıklardan korunmak çareleri ve sıhhi hayatın faideleri hakkında halkı tenvir ve bir sari hastalık zuhurunda hastalığın izalesi için alınan tedbirlerin ifasına muavenet eylerler.  

Bu düzenlemeden anlaşıldığı gibi 72. maddede sayılan tedbirlerin sınırlı olmadığı , kanunda yazıldığı çerçevede genel sağlığı tehdit edebilecek durumlarda tedbirlerin alınabileceği belirtilmiştir.

Bu çerçevede il genelinde çok hızlı bir şekilde yayılarak insan sağlığını tehdit eden COVİD 19 salgınının kontrol altına alınması adına alınacak tedbirler İl Hıfzıssıhha Meclisleri tarafından Valilik başkanlığında yürütülmesi mevcut durum için gerekli ve yukarıda belirtildiği üzere mevzuata da uygundur. Bu çerçevede alınan tedbirlerin icrasının valiler tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Bu tedbirlerin uygulanması usulüne uygun şekilde halka duyurulması çerçevesinde gerçekleşmektedir.

Başta büyükşehirler olmak üzere il umumi hıfzıssıhha Meclislerinin aldıkları kararlarla mevcut durumda tüm ülke genelinde maske takma yükümlülüğü getirilmiştir. Tüm ülkeyi ilgilendiren bu tedbire uymayan vatandaşlara uygulanacak yaptırım 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 32. Maddesi gereği idari para cezası olarak hüküm altına alınmıştır.

 

Madde 32 – (1) Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir. 

(2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir. 

(3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır

Bu düzenlemeler ışığında uygulamada ortaya çıkan problemlerden biri de mevzubahis mevzuata göre getirilen maske takma yükümlülüğüne uymayan vatandaşlara yönelik idari para cezasını uygulamasının kim tarafından yapılabileceğidir. Bu hususu yukarıda bulunan 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 32. maddesinde açıkça bu cezanın emri veren makam tarafından icra edilebileceği belirtilmiştir. İl umumi hıfzıssıhha Meclislerinin Valilik başkanlığında karar almasından dolayı uygulanacak olan idari para cezası emri veren valilikçe icra edilebilecektir. Ancak yetki devri ile başka bir makam tarafından icra edilebilir. Yetki kamu düzenine ilişkin olduğundan ancak kanunda açıkça izin verilen konular ve kanunda gösterilen usul ve esaslara dayanarak gerçekleşebilir. Bundan yola çıkarak özellikle sosyal medyada maske takma yükümlülüğüne aykırılıktan dolayı verilen idari para cezalarının polis tarafından kesildiği sık sık duyulmakla beraber Yargıtay 19. Ceza Dairesi tarafından verilen karar bu konuya açıklık getirmiştir.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4354E. 2020/14250K. 09.11.2020T.

“…Bolu Valiliği tarafından, il umumi hıfzıssıhha meclisince 1593 sayılı Kanun’un 27. maddesi çerçevesinde alınmış olan “maske takma tedbiri/yükümlülüğü”ne dair kararın Kanun’un 28. maddesiyle verilen icra yetkisi kapsamında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 66/1. maddesi çerçevesinde Valilik tarafından usulüne uygun şekilde ilan edilmiş olması halinde ise; bu kez de idari para cezası kararının Vali tarafından tesis edilmesi gerekirken sadece kabahat (olay) tutanağını tutmakla görevli olan idari kolluk yetkilileri tarafından tesis edilmiş olması nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve bu hususta süresi içinde yetkili Valilik tarafından idari yaptırım işlemi uygulanması amacıyla kararın ve tutanağın ilgili idareye gönderilmesine, Karar verilmesi gerekirken, Sulh Ceza Hakimliğince, eksik incelemeye matuf subjektif değerlendirme ve yanılgılı gerekçelerle idari para cezasının iptaline karar verildiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden, Bolu Sulh Ceza Hâkimliğinin 29.06.2020 tarihli ve 2020/1604 değişik iş sayılı kararının, Sulh Ceza Hakimliğince kabahat tarihinden (20.05.2020) önce yazılı emir ve idari para cezası kararını vermeye yetkili makam ve merciler açısından araştırma yapma yükümlülüğünden hareketle, CMK’nın 309/4-a. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, kararı veren Sulh Ceza Hakimliği tarafından, gerekli inceleme ve araştırma sonucu müteakip işlemlerin yapılarak yukarıda yazılı sonuç başlığındaki ihtimallere göre yeni bir karar verilmesine, 09.11.2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi. “

Sonuç olarak il umumi hıfzıssıhha kurulları tarafından getirilen maske takma yükümlülüğüne uyulmaması durumunda 5326 sayılı kabahatler kanununun 32. Maddesine göre  yukarıda yer alan kanun  maddelerinde ve Yargıtayın verdiği kararda da görüldüğü üzere polisin idari para cezası kesme yetkisi yoktur. Maske cezası nasıl iptal edilir veya cezalar iptal edilebilir mi? Bu husus hakkında tutanak tutarak maske takma yükümlülüğüne uyulmadığını kayıt altına alabilir.

 

Ece Yılmaz

 

 

 

 

Kaynakça

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=1593&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=3

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5326.pdf

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4354E. 2020/14250K. 09.11.2020T.