Yabancıların teminat yatırma mükellefiyeti

Ülkemiz yargılamasında kural olarak Türk veyahut yabancı gerçek/tüzel kişilerin dava açması, davaya katılması, icra takibine girişmesi esasen teminat yatırma şartına bağlı değildir. Ancak, kimi durumlarda davacının haksız çıkması ihtimaline binaen teminat yatırılması istenmektedir. Nitekim, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 48. Maddesi, teminat hususunu düzenlemiştir. 

Teminat 

Madde 48 

1. Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.

Nitekim, MÖHUK’un 48. Maddesi uyarınca, Türk vatandaşı olmayan yabancı devlet vatandaşları ile hiçbir devlet vatandaşı olmayan veya vatandaşı bulunduğu devlete vatandaşlık bağı zayıflamış bulunan vatansız veya mülteciler de Türkiye’de dava açarken teminat yatırma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak, çifte vatandaşlar için teminat zorunluluğu bulunmamaktadır. Tüzel kişiler bakımından yabancılık ise, statülerindeki idari merkezlerine göre belirlenmektedir. İdare merkezinin yabancı bir ülkede bulunması halinde tüzel kişi yabancı sayılmaktadır. İdare merkezinin Türkiye’de bulunduğu hallerde Türk tüzel kişisi sayılmaktadır.

Mahkemenin takdirine bağlı teminatın para olarak yatırılması söz konusu olup, Yargıtay kararları yabancı tarafından yatırılacak teminatın döviz cinsinden yatırılması gerektiği kanaatini taşımaktadır. Teminat miktarı da somut olayın şatlarına göre mahkemece serbestçe taktir edilir. Yabancı tarafından yatırılan teminat, karşı tarafın zararının yanında devletin yargılama giderlerini karşıladığından kamu düzeni olarak adlandırılarak mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. 

Tüm bunların yanı sıra, Türkiye ile Yabancının mensup olduğu ülke arasında teminat hakkında muafiyet öngören bir anlaşmanın var olması halinde bu anlaşma hükümleri çerçevesinde yabancı teminat yatırmaktan muaf olabilir. Nitekim, MÖHUK 48/2’nin amir hükmü gereği, ülkeler arasında karşılılık ilkesinin mevcut olması halinde muafiyet hükümleri devreye girecektir.

2. Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.

Türkiye teminattan muafiyeti öngören milletlerarası anlaşmalardan bazıları;

  1. Hukuk Usulüne Dair La Haye Anlaşmasının17. Maddesine göre, devletlerden birinde ikametgâh sahibi olup taraf ülkelerden birinde dava açan kişilerden yabancı olmaları dolayısıyla teminat alınmaz.
  2. 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Anlaşmasının 16. Maddesi ile mülteciler mutad meskeninin bulunduğu taraf devlette teminat yatırmaktan muaf tutulmuştur.
  3. Avrupa İkamet Anlaşmasının 9. Maddesinde, taraf devlet vatandaşları için herhangi bir teminat istenmeyeceği kararlaştırılmıştır.

 

Av. Tuğçe ASLAN / Batur Bölükbaşı Avukatlık Ortaklığı

 

Yabancıların teminat yatırma yükümlülüğü hakkında iletişime geçmek için tıklayınız