Elbirliği ile (iştirak halinde) mülkiyet nedir?
Elbirliğiyle mülkiyet Türk Medeni Kanunu madde 701 vd.’da düzenlenmiştir: ‘‘Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’
Özetle burada mülkiyet hakkı sahipleri mallara birlikte malik olmakta ancak maliklere belirli oranda paylar düşmemektedir.
Paylı mülkiyet nedir?
Paylı mülkiyet Türk Medeni Kanunu madde 688 vd.’da düzenlenmiştir: ‘‘Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir.’’
Bir başka deyişle paylı mülkiyette maliklere söz konusu şey üzerinde belirli oranda paylar düşmektedir. Ancak buradaki payların maddi olarak bölünmediğinin altını çizmek gerekir.
Miras hukuku açısından iştirak halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi nasıl mümkündür?
Türk Medeni Kanunu m. 644’te elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi kurumu düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:
- Bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hâkimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder.
- Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
- Terekeye dahil diğer hakların ve alacakların paylar oranında bölünmesi hususunda da yukarıdaki hükümler uygulanır.
Hükümde de vurgulandığı üzere mirasçılardan biri sulh hakimine başvurarak terekedeki malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini talep edebilecektir. Bu durumda sulh hâkimi diğer mirasçılara çağrıda bulunarak itirazları varsa sunmaları için kendi belirlediği süreyi tanıyacaktır.
Hükmün 2. fıkrası uyarınca, iki durumun varlığı halinde talebe konu olan mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüşmeyecektir:
- Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itirazın ileri sürülmesi.
- Mirasçılardan birinin hâkimin takdir ettiği süre zarfında paylaşma davası açması.
Mirasçıların terekede yer alan mallar üzerindeki elbirliğiyle mülkiyeti paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmekteki hukuki yararı, paylı mülkiyet söz konusu olduğu takdirde hakları üzerinde diğer mirasçılardan bağımsız olarak tasarruf etme yetkisine sahip olabilmeleridir. Lakin elbirliğiyle mülkiyette, maliklerin söz konusu şey üzerinde ayrıştırılmış payları olmamaktadır, bu nedenle mal üzerinde herhangi bir tasarruf işleminde bulunacakları zaman birlikte hareket etmeleri gerekmektedir.
Bu konunun ve ilgili hükmün daha iyi anlaşılması için yargı kararlarının incelenmesi isabetli olacaktır.
- Yargıtay, aşağıdaki kararında (Y. 14. Hukuk Dairesi, 2018/1111 E., 2018/4664 K. 19.06.2018 Ta.) davetiyenin önemi bir kez daha izah etmiş, davetiyesiz yargılamaya devam edilemeyeceğini vurgulamıştır.
…Mirasçılara gönderilecek davetiyede “belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin” bildirilmesi zorunludur. Somut olayda mahkemece, davalılara TMK m. 644 gereğince meşruhatlı davetiye çıkarılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, meşruhatlı davetiye çıkarılmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir…
- Yargıtay bir başka kararında ise (Y. 14. Hukuk Dairesi, 2017/239 E., 2020/6854 K., 04.11.2020 Ta.) TMK m. 644 uyarınca mirasçılar için hazırlanan davetiyede belirlenen süre içinde itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde talep konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin yazılmasının zorunlu olduğunu, aksi takdirde bu bildirimin geçersiz sayılacağını belirtmiştir.
…TMK’nın 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Mirasçılara gönderilecek davetiyede “Belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin” bildirilmesi zorunludur. Somut olaya gelince, 4721 sayılı TMK’nun 644/2. maddesi gereğince davalılara gönderilecek dava dilekçesi içeren duruşma gününü bildirir davetiyelerde “Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir” şeklinde ihtarat bulunması gerekirken tapu kayıt maliki ölü … mirasçıları olan davalılar …, Halime Kunt, Havva Gür, Zennur Gür, …, …, …, …,……, … ve Sultan Sarı’ya gönderilen davetiyelerde usulüne göre ihtarat bulunmadığı anlaşılmıştır… bu husus gözetilmeden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir…
- Son olarak Yargıtay (Y. 14. Hukuk Dairesi, 2014/15708 E., 2016/287 K., 13.01.2016 Ta.) aşağıdaki kararında iştirak halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesinde davacı sıfatını yalnızca mirasçıların haiz olabileceğini, şahısların bir ayni hak sahipliği olmadığından hareketle bu davayı açamayacaklarını zikretmiştir.
…TMK 644. maddesi uyarınca iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesinde davacı mutlaka mirasçılardan biri olmalıdır. Mirasçı olmayan üçüncü şahıslar ayni hak sahibi olmadıklarından bu davayı açamazlar. HMK 114/h ve 115. maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…
Stj. Fatma Aslıhan BEJI