İştirak Halindeki Mülkiyetin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi

 

  1. Elbirliği Mülkiyeti

Medeni Kanun’un 701. Maddesi ile açıklanan elbirliği mülkiyetinin tanımı, kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla, mallara birlikte malik olanlar olarak yapılmıştır. Devam maddesi olarak da ‘’elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.’’ ifadesi ile elbirliği mülkiyetin yönetim şekli belirlenmiştir. İştirak halindeki mülkiyetin paylı mülkiyet e çevrilmesinde bu husulara dikkat edilmelidir.

Medeni Kanunumuz elbirliği ortaklığın kurulmasını; karı koca mal rejiminden genel mal ortaklığı, aile malları ortaklığı, adi ortaklık olmak üzere 3 grupta toplamıştır. Tüm bunların kurulma şekillerinden farklı olarak yönetimi halinde, ortakların payları nezdinde tasarruf edebileceği bir pay söz konusu değildir. Yalnızca tasfiye halinde ortaklar paylarını paylaşmaktadır. Nitekim, aksi kararlaştırılmadıkça veyahut bir temsilci atanmadıkça gerek yönetim gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekmektedir. 

  1. Sona Erme Halleri

Elbirliği mülkiyeti malın devri, topluluğun dağılması veyahut paylı mülkiyete geçmesiyle sona ermektedir. 703. madde de düzenlenen bu hüküm gereği, malın oybirliği ile başkasına devri halinde veyahut rızaen paylı mülkiyete çevrilmesi ile ortaklığı sona erdirmek mümkündür. Miras ortaklığı dışında bir ortağın elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini dava etme hakkı ise düzenlenmemiştir. 

Uygulamada iştirak halindeki mülkiyetin yansımaları ortaklığın tereke/mal/ortaklık için her halükârda birlikte hareket etme koşulu aramakta olup, bir orağa ayrıca tasarruf yetkisi vermemektedir. Nitekim, uygulama en sık rastlanılan husus ve makale konumuz olan miras ile intikal olunmuş ve bankaya yatırılmış veya miras bırakanın bankadaki bedeli hususunda ortaklığın yönetimi hakkındadır.  

  1. Miras bırakanın Bankadaki Parasının Ortaklara Paylaştırılması

Medeni Kanun’un 640. Maddesinde miras bırakanın ölümü ile birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklığın meydana geleceği, mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip olacakları ifade edilmiştir. Nitekim, miras yoluyla intikal edilen veyahut miras bırakanın uhdesinde mevcut olunan paranın tasfiyesi noktasında pay sahibi mirasçının bankaya başvurup payını talep etmesi mümkün değildir. Günümüzde birçok vatandaş, ilgili payın uhdesine ödenmesi amacıyla paranın bulunduğu bankalara müracaat etse dahi, paranın ödenmemesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu sebeple, elbirliği mülkiyetinde ortakların payları her birinin hakkına yaygın olduğu kabul edildiğinden, Medeni Kanun’un 640. amir hükmü gereği de paydaşların tek başlarına tasarruf yetkisi kazanabilmeleri veya bedelin paydaşlarca ayrı ayrı paylaştırılabilmesi için ortaklığa ya temsilci atanması ya da ortaklığın paylı mülkiyete dönüştürülmesi gerekmektedir. 

Yukarıdaki anlatımlarımıza ek olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/19-552 E, 2006/589 K. sayılı kararı ile, miras ortaklığı nezdindeki tereke paylarının ayrılmaksızın ortaklığa ait olduğunu ve ortaklığın devamı halinde mirasçıların bağımsız payları olmadığını vurgulamış olup, banka cihetindeki paranın ödenmesi için ancak terekede pay sahibi mirasçıların birlikte bankaya başvurmaları veya temsilci ataması veyahut ortaklığın paylı mülkiyete döndürülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Öte yandan, elbirliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülerek, paydaşların payları oranında tasarruf etme yolunun açılması uygulama açısından kolaylık sağlayacağı kuşkusuzdur. Diğer türlü elbirliği mülkiyeti ile bankaya başvurulduğu taktirde banka talebi yerine getirmeyecektir.