İdari Sözleşmelerden Doğan Uyuşmazlıklar

İdari sözleşmeler, genel olarak idarenin ayrıcalıklı ve üstün yetkiler kullanması ile ortaya çıkan, konusu kamusal bir hizmetin yürütülmesi olan ve kamu hukukuna ait olan hukuk dallarına hitap eden bir sözleşme türü olarak dikkat çekiyor. İdari sözleşmeler belli noktalarda uyuşmazlık konusu haline gelebiliyor. Bu uyuşmazlıkların çözülebilmesi de belirli kurallara göre gerçekleşiyor. Öncelikle idarelerin yapmış oldukları sözleşmelerin idari sözleşme sayılabilmesi için bir takım kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor.

 İdari Sözleşmelerde Aranan Kriterler

 İdari sözleşmelerde aranan kriterlerin en önemlisi sözleşmelerden en az bir tarafın kamu kurum ve kuruluş niteliğinde olması gerekiyor. Aranan bir diğer önemli kriterde sözleşmenin konusunun bir kamu hizmetinin yürütülmesini esas alması gerekiyor. Sözleşmede geçen kuralların ve maddelerin ana amacının da kamu yararı olması gerekmektedir. Aynı zamanda sözleşmenin ilgili idareye ve diğer sözleşme tarafına tanımadığı ayrıcalıkları ve yetkileri tanımış olması gerekiyor. 

 Tüm bunların haricinde idare ile özel kişiler arasında yapılan tüm sözleşmelerin idari sözleşme kapsamında olmamalarına rağmen idari sözleşme sayılabilmesi durumları da söz konusu olabiliyor. Ancak genel anlamda idari sözleşmelerin kanun nezdinde kurallara uygun ve kanunun belirlemiş olduğu çerçeve içerisinde kalması beklenir. Aksi takdirde idari sözleşmelerin doğurduğu sonuç uyuşmazlık sorunu olarak ön plana çıkabiliyor. Böyle bir durumda da idari uyuşmazlıklar konusunda bir takım yasal işlemlerin yerine getirilmesi gerekiyor. 

 İdari Uyuşmazlıkların Çözüm Süreci

 İdari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların fazla olması doğal olarak idari uyuşmazlıklarının çözüm sürecini de davaların sayısının artmasına bağlı olarak zaman alabiliyor. İdari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların çözümü için idari davaların sayısının fazla olması ve buna bağlı olarak iş yükünün artması davaların neticelenmesi konusunda bir takım sorunları beraberinde getirmiş olsa da bu konuda öne sürülen geçici çözümler ile idari davaların iş yükünde gözle görülür bir azalma sağlanıyor. 

 İdari davalarda idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların çözümü için mahkemelerin genel bir araştırma ve inceleme yapması somut delil ve belgelerin ortaya çıkarılmasına bağlı olduğundan, davacı tarafından gerekli belge ve bilgileri sunması mahkemenin araştırma konusundaki yoğunluğunu gidereceğinden davanın neticelenme sürecini olumlu yönde etkileyebiliyor. 

 İdari Mahkemelerin Çözüm Sürecindeki Etkinliği ve Güvenilirliği

 İdari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların çözüm aşamasında idari mahkemeler gerekli araştırma ve incelemeleri yaparak önemli bir yol alıyorlar. Bu inceleme ve araştırmalarda idari sözleşmedeki uyuşmazlıkların nedeninin kanun, tüzük ve yönetmeliklere aykırılık durumunun olup olmadığına bakılıyor. Eğer ki idari uyuşmazlıklar konusunda kanun, tüzük ve yönetmelik konusunda ihlal durumu söz konusu ise mahkeme bunun tespiti durumunda yürütmeyi durdurma kararı ve ardından iptal kararı verebiliyor. 

 Davacı tarafın idare mahkemesine dava açarken idari sözleşmede bulunan uyuşmazlıkların nedeninin hukuksal boyutta ve kanun maddesine dayanan deliller sunması durumunda mahkemenin araştırma ve inceleme konusundaki iş yükünü alacağından davanın neticelenme süreci konusunda zaman açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. Bu durum kamunun mahkemeye olan bakış açısı ve aynı zamanda güvenilirliği zedelenmemesi açısından da büyük önem arz ediyor. Bu aşamada idari yargı alanında uzmanlaşmış bir avukat veya avukatlarla yola çıkmak her açıdan büyük avantaj sağlamaktadır. İdari yargı alanı son derece hassas ve incelik isteyen bir hukuk dalıdır. 

 İdari Sözleşmelerin Uyuşmazlıklarında İtiraz Hakkı

 İdare mahkemeleri idari sözleşmelerde meydana gelen uyuşmazlıklar konusunda gerekli araştırma ve inceleme yapması durumunda ara kararları, yürütme durdurma kararlarını ve gerekçeli kararını her iki tarafa da tebliğ ediyor. Yapılan bu tebliğ işlemlerinden sonra aleyhe karar çıkan taraf yasal süre içerisinde itiraz etme hakkına sahip olabiliyor. Yasal sürenin geçirilmesi ile birlikte yerel idare mahkemesi kararı kesinleşerek kararın uygulanması sağlanıyor. Ancak itiraz süreci geçmeden yapılan itirazlar bir üst mahkeme tarafından incelenerek bölge idare veya konusuna göre Danıştay da kesin ve nihai karar veriliyor ve bu kararın her iki tarafa tebliğ edilmesi sağlanmaktadır.

Av. Mustafa Kemal Batur

İdari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar hakkında bize ulaşmak için tıklayınız