ÇEK NEDİR?
Ticari hayatta sıklıkla karşılaşılan ve kullanılan çek, Türk Ticaret Kanunu’ndaki hükümler uyarınca düzenlenen ve ödeme aracı olarak kullanılan bir kıymetli evrak türüdür. Çek, Ticaret Kanunu’nda belirtilen şekil şartlarına uyularak oluşturulabilir. Senet metninde ‘çek’ kelimesi, ödeyecek kişinin ticaret unvanı, düzenleyenin imzası, ödeme tarihi gibi unsurları içermelidir. Ödeme yeri veya düzenleme yerine ilişkin bilgilerden birinin bulunmaması halinde ödeyecek kişinin ticaret unvanında belirtilen yer, ödeme yeri olarak kabul edilir.
ÇEKİ KİMLER NASIL DÜZENLEYEBİLİR?
Çekte üçlü bir ilişki söz konusudur. Keşideci çeki düzenleyen kimseye verilen isimdir. Çekte muhatap mutlaka bir banka olmak zorundadır. Çeki düzenleyen kişi yani keşideci çeki kanundaki şekil şartlarına uygun bir şekilde düzenler ve tahsil edilmesi için bir bedel belirler. Belirlenen bu bedelin lehtar olarak isimlendirilen üçüncü bir kişiye ödenmesi veya lehtarın çek bedelini tahsil edebilmesi amacıyla muhataba yetki verir.
ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİ
Çekte vade yoktur bu sebeple biraz edildiğinde ödenen bir kıymetli evraktır. Ancak ödeme yerlerine göre çekte birtakım ibraz süreleri düzenlemiştir. Çek, keşide edildiği yerde ödenecekse ibraz süresi 10 gündür. Buradan anlaşılması gereken düzenlendiği yer ile ödemesinin yapılacağı bankanın aynı yerde olmasıdır. Aksi durumda yani keşide edildiği yerden farklı bir yerde ödenecekse ibraz süresi 1 aydır. Türkiye’de keşide edilen çek başka bir ülkede ödenecekse aynı kıtada bulunan ülkeler için ibraz süresi 1 ay, farklı kıtalarda yer alan ülkeler için ibraz süresi 3 aydır.
ÇEKTE ZAMANAŞIMI SÜRESİ
Çekte zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıldır. Zamanaşımına uğramış bir çeke ilişkin olarak icra takibi başlatılması mümkün değildir.
KARŞILIKSIZ ÇEK
İbraz süresi içerisinde, bankaya ibraz edilmesine rağmen yeterli karşılığı olmadığından kısmen veya tamamen ödenemeyen çek türüdür. Karşılıksız çek düzenleme fiiline ilişkin cezai yaptırımlar Çek Kanunu’nun 5. Maddesinde düzenlenmiştir. bir yaptırımdan söz edebilmek için suç konusu çekin kanundaki şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş olması gerekir. Çekin karşılıksız olduğunun tespit edildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde icra ceza mahkemesine şikâyet yoluyla başvurulabilir. Karşılıksız olduğu tespit edilen çeki düzenleyen kişi hakkında şikâyet üzerine 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak hükmedilen para cezası, çekin tahsil edilemeyen kısmından daha az olamaz. Mahkeme yargılama sırasında koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek açma yasağı koyabilir.
YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/165E. 2020/794K.
‘..5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1. maddesinde düzenlenen “karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme” suçunun işlendiği tarih; çekin bankaya ibraz edilerek “karşılıksızdır” işlemine tabi tutulduğu tarihtir.
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
CMK’nin 289. maddesinde yer alan hukuka kesin aykırılık hallerinin bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz olunan hükmünün hukuka uygun bulunduğu,
Anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak, CMK’nin 302/1. maddesi gereği TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE,.’
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33109E. 2020/796K.
‘..somut uyuşmazlıkta; İlk derece mahkemesi tarafından, sanıklar hakkında “karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme” suçundan açılan davanın şikayetçinin yetkili hamil olmaması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmiş, müşteki vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonucu; Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince yapılan duruşmalı istinaf incelemesi sonucunda, 21.01.2019 tarihinde, sanıkların eylemlerinin suç oluşturduğu sabit olmakla her birinin ayrı ayrı öncelikle 1150 gün adli para cezasıyla, devamla günlüğü 100 TL’den paraya çevrilerek çekin karşılıksız kalan kısmından az olmamak üzere 115.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına ve güvenlik tedbirlerine dair ilk kez mahkumiyet hükmü verilmiştir. Hükme karşı sanıklar müdafii tarafından yapılan temyiz başvurusu hakkında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından temyiz isteminin reddine dair ek karar verilmiş ve bu karara karşı da süresinde temyiz başvurusunda bulunulduğu görülmüştür. Dosya henüz temyiz incelemesinde iken, sanıklar müdafii tarafından önce sanıklar Hakkı … ve … için müştekinin şikayetten vazgeçmesi nedeniyle cezanın düşürülmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiği, devamla şikayetten vazgeçmenin çek üzerinde müşterek imzası bulunan … için de sirayet edeceğinden bahisle yapılan talep üzerine yine ilk derece mahkemesi tarafından sanık … için de şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiği ve bu kararlara karşı istinaf yolunun açık olduğu görülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine 7165 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen CMK’nin 286/2-d maddesindeki şartlar, somut uyuşmazlık bakımından “ilk kez verilen mahkumiyet hükümlerinin tarihi itibariyle” oluşmamıştır. Dolayısıyla, iki dereceli yargılanma hakkı, Bölge Adliye Mahkemesince tesis edilen hükümle sağlanan sanıklar hakkında kurulan hükmün temyize tabi olmadığı anlaşılmakla,
Temyiz edilen hükmün, CMK’nin 286/2-e maddesi gereği temyiz edilemez olduğu ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararın yerinde olduğu saptandığından, TEMYİZ İSTEMİNİN, tebliğnameye uygun olarak, 5271 sayılı CMK’nin 298/1. maddesi gereği REDDİNE