Boşanma Davası – Boşanmak

Boşanma Davası

Evliliklerin içerisinde orantısız giden normal aile yaşantısı, zaman içinde çıkmaz hale gelerek, evlilik birliğini temelden sarsmaktadır. Bu duruma neden olan ve en sık karşılaşılan sebepler,  şiddetli geçimsizlik, çiftler arasında süregelen uyumsuzluk, fikir uyuşmazlıkları ve en sık rastlanan durumlardan biri olan aldatılma gerçekleştiği taktirde evlilik toparlanması zor bir durum olmaktadır. Çiftler genel olarak tek çareyi boşanma kararı alarak bulmaktadırlar. Sorun gerçekleştiği süreçten 6 ay zaman çerçevesinde aldatılan tarafın dava açabilme hakkı bulunmaktadır. 6 ay zaman sürecini geçiren çiftlerin genel olarak karşı tarafı affettiği yönünde yasalar geçerli görmektedir.

 

Aldatılan tarafın yasal hakları nelerdir?

Öncelikli olarak aile bireyinin dağılmasına karar kılınan davalarda geçerli olan tazminat süreci sonraki aşamada değerlendirmeye alınmaktadır. Bu sebepten çiftlerin aile mahkemesine başvurarak dava açabilme hakları ilk aşamada boşanma için geçerli olmaktadır. Maddi ve manevi olarak hak talep edebilme lüksüne sahip taraf,  aldatılma mağduriyetini ispat edebilecek konumda olması gerekmektedir. Maddi, manevi ve nafaka tazminat istemi hakkına sahip olabilmektedirler.

Çocuk sahibi olan çiftlerin ayrılma esnasında sorun teşkil eden velayet hakları nelerdir?

Türk Medeni Kanunu 335. Madde şartlarına göre; ‘Yetişkin olmayan çocuklar anne ve babalarının velayeti altındadır. Yasal durum teşkil etmedikçe alınamaz.’ Ailelerin Türkiye mahkemelerine yapmış oldukları dava durumlarında, çocukların velayetleri verilirken, tamamen çocuğun çıkarları ve geleceğinin iyi yönlendirilmesi durumunda olan kararlar alınmaktadır. Ailelerin maddi olanakları, mahkeme sürecindeki sicil veya yüz kızartıcı durumları, en iyi eğitim verebilecek tarafların durumları söz konusu olmaktadır. Küçük ve bakıma muhtaç olan çocukların, aksi bir durum teşkil etmedikçe tüm velayet hakları ona en iyi bakım sağlayacak anneye verilmesi uygun görülmektedir.

Geniş kapsamlı olarak birçok derin kanun yasaları kapsamında belirlenen farklı kararlar olmaktadır. Türk medeni kanunu 348. maddesinde belirtilen yasa kanunu; Anne ve babanın çocuğa göstermiş olduğu sorumsuz tutarsız davranışları, hasta ve ya çocuğun bakımına yeterli ilgiyi gösteremeyecek olduğu durumlarda velayet için normal görülen taraflar değişiklik gösterebilmektedir. Olası durumlarda, çocuğa anne veya babanın kötü davranması, sorumsuzluğu sonradan ispatlanan durumlarda başvurarak velayet şekli değişiklik gösterebilmektedir.